Lozan 140 bin nüfuslu, sempatik bir şehir. Binalar, sokaklar fevkalade göz alıcı, art-nouveau ve kısmen de barok görünümünü saklayabilmiş. Leman Gölü ve gölün etrafındaki dağ silsilesi, hatta daha uzaktan görünen Dolomitler şehre bir renk veriyor. Şarapçılığı çok ünlü olduğu gibi Lavaux Bağları UNESCO’nun Dünya Mirası Listesi’nde yer alıyor. Biraz ötedeki Nestlé’nin yönetim binasının bulunduğu Vevey şehri, İsviçre çikolata endüstrisinin merkezi.
Oradayken 20-25 yılda bir yapılan “Fête des Vignerons”, yani Bağcılık Festivali’ne tesadüf ettik. Bu festivalde şarap kralı, yani yılın en iyi üreticisi seçilen zat ile tanıştık. İsviçreliler ananelerine sadık. Ama bu anane daha çok bir teatralite ve ticaret şeklinde devam ediyor. Her hâlükârda iyi. Şehirde çok dikkat edilen şey beynelmilel kurumlara ait olma ve onları içine çekme. Mesela Olimpiyat Komitesi bunlardan biri.
Bu şehirdeki önemli olaylardan biri, Birinci Cihan Harbi’ni bitiren ve Yakındoğu Konferansı diye bilinen asıl meselenin, Osmanlı’dan Yeni Türkiye’ye geçişin statüsünün tespit edildiği kongre olmasıdır. Bu kongrede Kurtuluş Savaşı’nın tespit ettiği sınırların büyük ölçüde değiştirildiğini söylemek mümkün değil. Bütün mühim mesele ve kavga, Osmanlı İmparatorluğu’nun son zamana kadar çok şikâyet ettiği ve Birinci Cihan Harbi’ne girerken kaldırdığı kapitülasyonlar rejimine Mondros Mütarekesi’nde tekrar göz kırpılmasıydı.
Lozan’da bu kesinlikle reddedildi. İsmet İnönü’nün Mondros vaadini ısrarla hatırlatan ve Lord Curzon’a karşı söylediği meşhur cümlesi “ben buraya Mudanya’dan geldim”, bu kongreye damgasını vurdu. Uzun görüşmeler sonunda Lozan Antlaşması 24 Temmuz 1923’te imzalandı. Kalıcı ve düzeni sağlayıcı bir antlaşma olarak görülmelidir. Lozan sayesinde Türkiye ezilmişlik, haksızlığa uğramışlık ve İkinci Dünya Savaşı’na (1939-1945) bu yüzden katılma, destekleme gibi bir heyula fikirden, bir kâbustan uzak kalmıştır. Bu çok önemlidir. Bütün Balkan ve Ortadoğu devletleri arasında. O yüzden biz Lozan’ı -tabii ki aşınacak ve eskiyecek bütün anlaşmalar gibi- oldukça kalıcı, düzeni sağlayıcı bir anlaşma olarak görüyoruz.
Fotoğraflar: Lozan, 2020, Bülent Özalp
#ilberortaylı #geldünyayıkeşfedelim